Herkese merhabalar öncelikle.
2016 Eurovision Şarkı Yarışmasını daha geçen hafta her yıl olduğu gibi
gözyaşlarıyla uğurladık ve bendeniz Oğuzhan Durak sizlere şöööyle
genel bi toparlama yapmak istedim bu yıl ki yarışma hakkında.
Evet gözyaşlarıyla uğurladık dedim. Fakat bu gözyaşlarımızın nedeni
gelecek yarışmayı bir yıl bekleyecek olmamız değildi bu sefer.
Efendim Karadeniz’in kuzey kısmından komşumuz,tarihsel bağımızın hayli
yüksek olduğu topraklardan,Kırım’dan,öyle bir şarkı esti ki
gönüllerimize,göz pınarlarımıza hakim olamadık vallahi.
Jamala.. Evet,bu isme çok çok iyi bakmak lazım. Zira bence Jamala
Eurovision’da bir devrim yapmış bulunmaktadır. Yıllarca katıldık ülke
olarakta. Her yıl katılırken “aman efendim dilimiz Türkçe olsun…
Hayır,hayır Türkçe olmasın anlaşılmıyoruz” tartışmalarıyla kaybolup
gittik yarışmada. Sertab’ı ve onun nazarında diğer başarılı olan
temsilcilerimizi tenzih ediyorum tabii ki.
Jamala son dört yıldır yarışmaya katılmayan “Mızıkçı” Türkiye’ye öyle
bir ders verdi ki aslında. “Bakın,geldim,kendi öz be öz hikayemi
anlattım,hem de Türkçe,hadi katılmayında görelim bundan sonra”
dercesine suratımıza tokatı çarpa çarpa birinci oldu. E biz de durur
muyuz,kendimize pay çıkardık hemen. Gazeteler,Televizyonlar 14
mayıstan önce Eurovision konusunda oynadıkları üç maymunu bir kenara
bırakarak Jamalayı kapıştılar adeta. Hatta öyle ki Eurovision
hakkındaki son esamesi okunan haberi 2012deki Can Bonomo haberi olan
CNNTÜRK canlı yayına çıkardı Jamala’yı. İnanabiliyormusunuz.
İnanabiliyorsunuz tabii ki. Bu ülkede akşamdan sabaha neler değişmedi
ki.
Jamala bizlere umut oldu efendim. Kendisinin de dediği gibi, “Eğer
insanlara GERÇEĞİ anlatırsanız onların yüreğine dokunursunuz”. Biz ise
ne yapıyoruz. Kaçıyoruz. Neden yoktuk yarışmada mesela. Bunu
sorgulayan var mı hiç aramızda. Gümbür gümbür gelen bir
Jamalayı,Türkçe söyleyen bir Jamalayı Türkiye neden destekleyemedi
sahi?? Neden bağıra çağıra “12 points Go To Ukraine from Turkey”
diyemedik mesela?
Türkçenin korunması,yaygınlaşması için Zamanında Ulu Önder tarafından
kuruluşlar var ya,bu kız onlardan daha çok iş yaptı bu yıl emin
olabilirsiniz.
Şimdi merakla bekliyoruz efendim. TRT bu yıl neyi bahane edipte
katılmayacak yarışmaya. Siyaset mi bulaştı diyecek,yoksa oylamamı
haksız diyecek,ya da Avrupa Türkçeye karşı katılmam bana ne mi
diyecek,yoksa hayatlarında göstermedikleri bir cesaret örneği gösterip
bizimde yeniden o yarışmada ülkemizi,ülkemizin temsilcisini gururla
temsil etmemizi sağlayacak mı? Bekliyoruz. Hoş onlar katılmasalar da
biz,OGAE Türkiye ekibi olarak ülkemizi orada sonuna kadar temsil
ederiz,bu yıl ve bundan önceki yıllarda olduğu gibi. Böyle bir
kuruluşun üyesi olmaktan,böyle yürekli insanlarla beraber olduğum
için gurur duyuyorum. İyi ki varsınız çocuklar. Hem kim bilir.
Jamalanın umut ışığı seneye katılmamızı sağlar belki de yarışmaya.
Bu yıl bu kadar önemli olan birinciliğin yanında tabii ki bahsedilmesi
gereken başka konularda var.
Öncelikle Rusya. Yarışmaya Sergey Lazarevi gönderecekleri belli
olduğundan beri mutlak favori olarak gösterildiler. Hatta Sergey bile
o kadar havaya girdi ki seneye geldiğinizde hiçbir sorun
yaşamayacaksınız,benim ülkem son derece çağdaş ve inançlara saygılı
(!) bir ülke diye beyanlarda bulundu. Biraz daha ileri gidip yarışmayı
da Yakutsk’ta falan yapalım diye bekledim açıkçası. Büyük lokma
ye,büyük söz söyleme demiş ATA’lar. Ne de güzel demişler değil mi.
Yarışmayı Jamala kazanınca epey bi gürültü koparmaya çalıştı Rus
tarafı. Şarkı politikmiş,neden 21 jüri oy vermemişmiş,Jamalanın saçı
neden uzunmuş,kıyafeti neden maviymiş,neden arkasında sapasağlam bi
ekip varmış falan diyerek. Sonuç tabii ki olumsuz. Sergeye de
geçmişler olsun diyoruz. Filip Kirkorov’a demiyorum. Sergey ne kadar
sempatikse kendisi o denli itici zira.
Bir diğer değerlendirmemiz gereken durum Ermenistan-Azerbaycan
geriliminin yarışmaya da taşınması.
Iveta Mukuchyan yarı finalde öyle bir performans sergiledi ki benim
tüylerim diken diken oldu efendim. Ve hatta seneye yarışmanın koşulsuz
Erivan’da yapılacağını düşünüyordum. Fakat yarı finalde ülkelerin
açıklandığı kısımda salladığı Dağlık Karabağ bayrağı hem kendi
gösterisine gölge düşürdü,hem de neredeyse yarışmadan diskalifiye
edilmesine neden olacaktı….. Şaka şaka nerde EBU’da o yürek. Ama
durumdan epey etkilenmiş olacak ki finalde eski performansından eser
yoktu Mukuchyan’ın. E hal böyle olunca da 7.lik kaçınılmaz oldu. Yarı
finalin basın toplantısında Ermeni tarafının yaptığı ateşli siyasi
açıklamalardan sonra Azerbaycanlı temsilci Samra’ya yöneltilen “cevap
vermek ister misin” sorusuna Samra’nın verdiği cevap ise takdire
şayandı. “Bu bir müzik yarışması ve tamamen müzik konuşmalıyız”
diyerek faşizmin bi nebze de olsa önüne geçti. Ayrıca Ermenistan’ın
postcardında defaten gösterilen Ağrı Dağı da “aa bak ülkemizden bi
esinti daha” demem için yeterliydi Serhat’tan sonra 🙂 Soykırım,
Dağlık Karabağ. Olmuyor yani. Birileri de Ermenilere bunu anlatsın.
Çünkü gerçekten güçlü bir müzik kültürleri var ve harcıyorlar bunu. Bi
AramMP3 daha falan yollasınlar lütfen.
Her neyse.. Konuşmamız gereken daha çok şarkı,şarkıcı ve olay var bu
yıl. Bunları da bir sonraki yazıya saklayalım ne dersiniz.
Selam olsun..
Oğuzhan Durak